Fırat: Zorunlu Din Dersleri İnsanlık Suçudur

PİRHA- Zorunlu din derslerinin insanlık suçu olduğunu söyleyen ADFE Genel Başkanı Pir Celal Fırat, zorunlu din dersleri ile ilgili AİHM’in verdiği kararların uygulanması için Alevi örgütlerinin daha fazla gündem oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

Zorunlu din derslerinin kaldırılması için yıllardır mücadele eden Alevi kurumları AİHM kararların uygulanmasını bekliyor. Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı ve İmam Rıza Ocağı evladı Pir Celal Fırat, kararların uygulanması için iktidara seslenirken, Alevi kurumlarının da kararların uygulanması için daha fazla mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

Alevi örgütlerinin kurulduğu günden bugüne kadar özellikle zorunlu din dersinin kaldırılması anlamında çeşitli eylemler yapıldığını ifade eden Fırat, “Eğitim bizim için, Aleviler için olmazsa olmazlarımızdan. Çünkü laik, bilimsel eğitimden, anadilde eğitimi biz yıllarca savunduk, savunmaya da devam ediyoruz. Ama egemen mantık eğitimi şu anda getirdiği konumu da sadece Alevileri değil, Sünni dostlarımızın da rahatsız olduğunu görüyoruz” dedi.

“Türkiye’nin her yerini imam hatiplerle donatmaya başladılar. Maalesef dinsel eğitim şu an yoğun anlamda tamamen cemaatlere endekslenmiş vaziyette. Milli Eğitim Bakanlığı’nın şu anki politikasını bu perspektifte görüyoruz” diyen Fırat, şunları söyledi:

“Zorunlu din derslerinin kesinlikle insanlık suçu olarak biz yıllardık söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Tamamen her şey dinsel bir motif ile şekillendirdiklerinden dolayı maalesef bilime, ilime değer verilmediğinden dolayı bu sorunları, sıkıntıları yaşıyoruz. Çocuklara sevgi verilmeli, kardeşlik duyguları verilmeli, Anadolu, Hacı Bektaşların, Mevlanaların, Yunusların o coğrafyada ektiği güzellikleri çocuklarımıza yansıtmamız lazım. Ama çocuklarımıza bir ara “Kindar ve dindar bir nesil yetiştireceğiz” gibi bir söylem dillendirilmişti. O kindar ve dindar nesli şu an görebiliyoruz. Niye? Cemaatlerin neler yaptıklarını, her gün kirli söylemler, kirli görüntüler görüyoruz. Bu topraklarda yaşayan bireyler olarak bizi de rahatsız ediyor. Niye? Çünkü kapı komşularımızın çocukları. O anlamda Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Ermeni inancı ne olursa olsun biz bilimsel bir eğitim alma tarafıyız. Her bir canımızın bu perspektifte mücadele etmesini arzuluyoruz. Bu sadece Alevilerin de sorunu değil, çağdaş, laik bir ülke özlemini duyan her bireyin bunu gür bir şekilde dinlendirmesi lazım. Ama sadece bizim söylememizle sadece söylemde kalıyor. Etkin bir alan yaratılmıyor. Bunu yaratmak gerektiğine inanıyorum.”

“ADFE OLARAK İNANCIMIZIN, GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZİN MÜFREDATINI OLUŞTURMAYA BAŞLADIK”

Fırat, Türkiye’de 1 milyonun üzerinde çocuğun cemaatlerin elinde olduğunu vurgulayarak, şunları paylaştı:

“Bu çocuklar nerelerde? Çeşitli cemaatlerin yurtlarında veyahut onların militanı olma yolunda yetiştirilen çocuklarımız var. Bu çok acı bir rakam. Bizim yapmamız gereken, cemevlerimizi sevgi yumağında daha çok donelerle donatmamız lazım. Buraların gençlerimizin çocuklarımızın kullanabileceği mekânlara dönüştürmeliyiz. Cemevlerinin sadece –özeleştiri de yapmamız lazım- Hakk’a uğurlama erkânlarının ve lokmaların verildiği yerlere dönüştürüldüğünü de görüyoruz. Bu doğru değil. Oysa ki cemevlerimiz gerçekten bir kültürel çalışma bir okul gibi sevgiyle çocuklarımıza yansıtmalı. Yoğun bir perspektifte eğitimle ilgili bir çalışma yürütmemiz lazım. Bunu yapacağımıza inanıyorum. ADFE’ye bağlı kurumlar olarak, inancımızın, gelenek ve göreneklerimizin müfredat oluşturmaya başladık. Donanımlı canlarımızla birlikte pandemiden sonra süreci hızlandıracağız.”

MEB’in çalışmasıyla Aleviliği, kitapların içine çarpıtılarak konduğuna dikkat çeken Fırat,“Kendi kirli düşüncülerini çocuklarımıza empoze etmeye çalışan zihniyeti kesinlikle tanımıyoruz. Her platformda da kınıyoruz” dedi.

“BİR OKULDA MESCİT OLMASINI İSTEMİYORSAK OKULUN İÇİNDE CEMEVİNE DE AYNI ŞEKİLDE KARŞI ÇIKMAMIZ GEREKİYOR”

AİHM’nin verdiği kararı çok anlamlı ve değerli bulduğunu belirten Fırat, şunları aktardı:

“Cem Vakfı’na bu kararların alınmasında kendilerine teşekkür etmiştik. Fakat bu kararların alınmasından sonra çok da bu kararın Alevilerin cenahında çok gündeme almadığımızı düşünüyorum. Üzerine çok gitmedik. Biraz daha yoğun bir baskı oluşturulabilirdi. AİHM’nin aldığı bu kararı yoğun bir anlamda gündemimize almamız gerektiğine inanıyorum. Alevi örgütlerinin çok net ve yalın bir söylemi vardı; eğitim laik olmalı. Bir lisenin içerisinde cemevi olmamalı. Nasıl biz bir okulda mescit olmasını istemiyorsak, okulun içindeki cemevine de aynı şekilde karşı çıkmamız gerektiğinden dolayı biz buna karşı çıktık.”

“EŞİT YURTTAŞLIK BU ÜLKEDE YAŞAYAN HER BİR İNSANIN HAKKI”

“Aleviler eşit değil. Eşit yurttaşlık bu ülkede yaşayan her bir insanın hakkı. Nasıl vergi alırken ırkı, kökeni, inancı, dili, rengi nedir diye sormuyorsa, bu anlamda kesinlikle hizmeti de bu düzeyde götürmeli. Bireye eşit muamele göstermeli” diyen Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kürtler penceresinden baktığımızda şu an Halkların Demokratik Partisi var. Ona oy veren bileşenlerini, üyelerini, herkesi terörist gören bir zihniyet var. Yoğun bir oy alan bir siyasal parti var, belediyeler var. Halkın iradesine saygı göstermeyen bir irade var. Kayyım atadıklarını görüyoruz. Bu da bir eşit yurttaşlık hakkına aykırı bir olgu. Alevilere baktığımızda bizim cemevlerimiz, AİHM ve bunun gibi kararlar çerçevesinde alınan kararlara istinaden cemevlerinin ibadethane olmadığını söyleyen bir mantık var. Bunun da eşit yurttaşlık hakkına aykırı olduğuna inanıyorum. Zorunlu din derslerini kendi egemen mantığındaki vahabi İslam algısını tamamen insanlara enjekte eden bir mantığı görüyoruz. Bunun da eşit yurttaşlık hakkına karşı olduğuna inanıyorum. Nereden bakarsak bakalım Türkiye’de eşit yurttaşlık hakkının olmadığına inanıyoruz. Oysa ki herkes özgürce fikrini söylemeli, eşit yurttaşlık çerçevesinde haklarını savunabilmeli, eylemini yapabilmeli, basın açıklamalarını gür bir şekilde yapmalı, siyasal tercihini özgür bir şekilde söylemeli, hangi inanca mensup olduğunu veya olmadığını özgür bir şekilde söyleyebilmeli. Bunlar Türkiye’de var mı?

“SEVGİ BİZİM DİNİMİZDİR BAŞKA DİNE İNANMAYIZ”

Bilimsel eğitimden yanayız. Biz kesinlikle Alevilikle ilgili bir eğitim çocuklarımıza lanse edilsin demiyoruz. Tamamen tarafsız çocuklarımızın zihinlerini açacak, o kirli düşünceleri, kindar dindardan daha çok sevgiyle beslenen bir eğitim sistemi istiyoruz. Yunus der: Bizim dinimiz sevgidir, başka dine inanmayız. Bu sözcükleri sadece çocuklarımıza öğretseler bile inanıyorum ki bu ülkede bu kindarlık olmaz, bu sevgisiz, tahammülsüzlük olmaz. İnsanlar yan yana geleceklerdir. Sevgi bizim dinimizdir başka şeye inanmayız. Hacı Bektaş’ın “Gelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım” söylemi de çok anlamlı ve değerlidir. Bu olgular oluşursa inanıyorum ki çok farklı güzellikler yaratır, yaşatırız diye düşünüyorum.”

İsmail SİVASLI/İSTANBUL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir